zengin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zengin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
15 Temmuz 2012 Pazar
TAŞ
Zengin bir adam mersedes arabası ile şehirdeki dar bir yoldan geçiyordu. Birden, yoluna aniden fırlayarak elindeki taşı arabasına atan bir çocuk gördü.
Kapısına çarpan taşın sesi ile ani fren yapınca, arabası kaldırım taşına çarparak durabildi.
Adam öfke ile arabadan fırlayıp, taş atan çocuğu kolundan tutarak sarsmaya ve "Sen ne yapıyorsun serseri, bak arabamı ne hale getirdin" diyerek bağırmaya başladı.
Üzgün ve suçlu tavır içindeki çocuk "Amca lütfen kızma, sizden önce geçen arabalara durmaları için işaret ettim, arabaların hiç biri durmayınca, sizin arabaya taş attım" dedi.
Ve, gözyaşları içinde, kenarda devrilmiş duran bir tekerlekli özürlü arabasını ve o arabadan düşerek yerde yatan birisini göstererek "Ağabeyim yürüyemiyor, onu tekerlekli arabası ile gezdirirken, kayıp devrildi. Ağabeyim yere düştü, kaldırmaya gücüm yetmedi, gelen geçen kimse de yok, siz onu yerden kaldırıp tekerlekli arabasına tekrar oturtmama yardım edermisiniz" dedi..
Zengin adam, ne diyeceğini bilemeden, boğazındaki düğümden yutkunarak kurtulmaya çalışarak, yerde yatan çocuğun yanına gitti, onu kaldırıp tekerlekli arabasına oturttu ve cebinden temiz bir mendil çıkararak bacağındaki kanları sildi.
Küçük çocuk abisini tekerlekli arabasıyla alıp giderken, hiçbir şey söyleyemeden arkalarından bakakaldı.
Arabasına döndüğünde, çocuğun attığı taşın, arabasının kapısında bıraktığı oyuk şeklindeki DERİN İZİ gördü.
Ve zengin adam, bu derin taş izini hiçbir zaman tamir ettirmedi. Arabadaki bu taş izini şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:
"Hiçbir zaman, yaşamın içinden, birilerinin seni durdurmak ve dikkatini çekmek için TAŞ ATMAYA mecbur kalacağı kadar HIZLI geçme.
Allah , ruhumuza fısıldar ve kalbimize konuşur.
O sesi dinlemek için vaktimiz olmadığında ise, bize TAŞ FIRLATMAK zorunda kalır.
İster fısıltıyı dinle, ister taşı bekle..............
Seçim senin..........................."
Yaşamın içinden son hızla geçerken, bir an durup, kendi hayatımızda da bize bazı şeyleri hatırlatmak için atılan TAŞLAR olup olmadığını bir düşünelim.........
http://www.kamilemutlu.com
13 Haziran 2012 Çarşamba
GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL
Iki melek yeryüzünü dolasmaya çikmislar. Tabii insan kiliginda. Aksam olmus. Kentin en zengin semtinde lüks bir villanin kapisini Tanri misafiri olarak çalmislar. Ev sahipleri somurtarak buyur etmisler onlari. Yemek falan teklif etmemisler.
Sicacik misafir odalari yerine, buz gibi ve nemli bodruma iki silte atip "Geceyi burada geçirebilirsiniz" demisler. Silteleri betona sererken, yasli melek duvarda bir çatlak görmüs. Elini uzatmis. Söyle bir sürmüs yariga. Duvar eskisinden saglam olmus. Genç melek "Niye yaptin bunu?" diye sormus merakla. "Her sey her zaman göründügü gibi degildir" demis yasli melek yavasça.
Ertesi aksam melekler bir köy evinde çok fakir, ama çok iyiliksever bir aileye misafir olmuslar. Her seyleri bir tanecik inekleri imis. Onun sütünü satip geçiniyorlarmis. Ev sahipleri mütevazi sofralarina almis onlari. Allah ne verdiyse beraber yemisler. Yatma zamani gelince kadin "Siz uzun yoldan geliyorsunuz, yorgun olmalisiniz" demis. "Bizim yatakta siz yatin, bir rahat uyuyun. Biz su divanda idare ederiz."
Günes dogarken uyanan melekler, zavalli adamla karisini iki gözleri iki çesme aglar bulmuslar. Hayattaki tek servetleri inekleri bahçede ölü yatiyormus. Genç melek öfkeden deliye dönmüs. "Bunu nasil yaparsin. Bu kadar iyi insanlarin yegane servetinin ölmesine nasil izin verirsin.
Önceki gece gittigimiz villada her sey vardi, ama kötü ev sahipleri bize hiçbir sey vermediler. Sen onlarin bodrumlarini tamir ettin. Bu fakir insanlar bizimle her seylerini paylastilar. Ineklerinin ölmesine göz yumdun?." "Her sey her zaman göründügü gibi degildir evlat" demis, yasli melek gene. "Nasil yani?" diye daha da öfkeyle yinelemis sorusunu genç melek. "Her sey her zaman göründügü gibi degildir evlat" demis yasli melek bir daha.
Ve anlatmis. "Ilk gittigimiz zengin evinin o duvar çatlaginin içinde yillar önceden saklanmis bir hazine vardi. Ev sahipleri, zenginlikleri ile çok magrur, ama hiç paylasmayi sevmeyen insanlar olduklari için bu defineyi bulmayi hakketmemislerdi. Çatlagi kapayip, onlari bu hazineden ebediyyen mahrum ettim. Dün gece fakir köylünün yataginda yatarken ölüm melegi, adamin karisini almaya geldi. Kadinin hayatini bagislamasina karsilik ona inegi verdim.
Her sey her zaman göründügü gibi degildir. Isler bazen istendigi gibi gitmez göründügünde, aslinda olan budur. Eger inançli isen, her iste bir hayir oldugunu düsünürsün. O hayrin ne oldugunu da, bir süre sonra anlarsin."
http://www.kamilemutlu.blogspot.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kardelen Çiçeği Hikayesi
Şarkı ve şiirlere konu olan kardelen çiçeği romantikliğin ve umudun en güzel sembolüdür. Kardelen çiçeğinin pek çok sembolik adının olmasını...
-
Hayatımızda doğru bildiğimiz o kadar çok yanlışlarımız var ki şaşar kalırsınız, bu kadar yanlışların içinde nasıl oluyorda hayatımızın tam...
-
Profesör, elinde, içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. “Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?” diye sordu. Öğrenciler, ’50gr!’...
-
Değerli okur, Yazı uzundur ama Türkiye’miz üzerinde şimdinin “stratejik müttefikimiz!” ABD tarafından yakın tarihte kurgulanmış olan pol...