tekne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tekne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ağustos 2012 Salı


Köpekbalığı

Japonlar taze balığı hep çok sevmislerdir. Fakat japonya sahillerinde bol balik bulmak mümkün olmamaktadir.

Balıkçılar, Japon nüfüsu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açilabilmislerdir. Balik icin uzaklara gidildikce, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüs bir - iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadir.

Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çozebilmek icin balıkçılar teknelerine soguk hava depoları kurdurmuslardır.

Boylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmus olarak saklayabileceklerdi.

Ancak Japon halkı taze ile donmus balik lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı.

Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta, birbirlerine çarpa çarpa birazda aptallaşacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japon halkı canlı olmasina rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardı.

Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette gunlerce yol gelen balığın, canlı, diri hareketli taze baliğa göre lezzeti yine de etkilenmisti.

Balıkçılar nasil olacakta Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi ?
.....

Siz olsaydınız ne yapardınız ?

Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz veya cok basarılı bir firmaya girdiniz, borçları ödediniz v.s. Heyecanınız kaybolmaya
başlamaz mı? Aşırı çalısmanız gerekmiyorsa rahatlamaz mısınız? Lotoda büyük ikramiyeyi kazananlar parayı savurmaya başlamaz mı ?

Japonların Taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir. 1950'lerde L.Ron Hubbart'in gözlemlediği üzere "İnsanoğlu ancak hırs iddiasi icinde bulunursa anormal çabalar sarfeder."

Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız.

Japonlarda balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine kücük bir de köpekbalığı attılar. Bir miktar balık köpekbalığı tarafindan yutulmustu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmislerdi. Buradan da görüleceği üzere problemlerden, uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir.

Problemimiz çok ve çesitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha cok bilgi ve yardim desteği ile onlarla savaşın.

Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün.



http://www.kamilemutlu.com

31 Temmuz 2012 Salı


Aşkı Anlamak

Bir zamanlar, bütün duygu ve kavramaların üzerinde yaşadığı bir ada varmış. Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri... Aşk da dahil.

Bir gün, adanın sulara gömülmekte olduğu haberi gelmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.

Aşk , adada en sona kalan duydu olmuş. Çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.
Ada neredeyse batmak üzereyken, Aşk başka çare olmadığı için yardım istemeye karar vermiş.

Zenginlik, çok büyük bir teknenin içindeymiş. ”Zenginlik, beni de yanına alır mısın?” diye sormuş Aşk.

“Hayır” demiş Zenginlik, “Alamam. Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer kalmadı.”

Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir’den yardım istemiş.”Kibir, lütfen bana yardım et!”

“Sana yardım edemem Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin.”

Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk ona yönelmiş.
“ Üzüntü, seninle geleyim.”

“Off, Aşk... O kadar kötüyüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var.”

Mutluluk da Aşk’ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk’ın çağrısını duymamış bile.

Aşk, bir ses duymuş:
“Gel Aşk! Seni yanıma alacağım...”

Seslenen, Aşk’tan daha yaşlıca biriymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu sormayı akıl edememiş.

Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk’a yardımcı olan, yoluna devam etmiş.

Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi’ye sormuş:”Bana yardım eden kimdi?”

“ O, Zaman’dı” diye cevap vermiş Bilgi.

“Zaman mı? Neden bana yardım etti?”

Bilgi gülümsemiş:

“Çünkü sadece Zaman senin ne kadar büyük olduğunu anlayıp değerini bilebilir.”


http://www.kamilemutlu.com

Kardelen Çiçeği Hikayesi

Şarkı ve şiirlere konu olan kardelen çiçeği romantikliğin ve umudun en güzel sembolüdür. Kardelen çiçeğinin pek çok sembolik adının olmasını...